top of page

HAYATİ ÖNEME SAHİP HESAPLAMALI TESTLER

Güncelleme tarihi: 6 Eki


DÜZELTİLMİŞ SODYUM


Hiperglisemi, kan osmolalitesini artırarak hücre içindeki suyun dışarı çıkmasına neden olur. Bu sıvı kayması sodyumu seyreltir, yani laboratuvarda ölçülen değer gerçekte olduğundan daha düşük çıkar. Bu nedenle, hiperglisemik bir hastada görülen düşük sodyum, gerçekten sodyum eksikliği olmayabilir. Bu gibi durumlarda “düzeltilmiş sodyum” hesaplaması yapılarak doğru değer bulunmuş olur.

Hiperglisemide düzeltilmiş sodyum hesaplaması, özellikle diyabetik hastalarda klinik doğruluğu sağlamak açısından son derece önemlidir. Glukoz yüksekliği vücut sıvı dengesini ve dolayısıyla sodyum seviyesini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle sadece laboratuvar değerlerine bakarak karar vermek risklidir. Düzeltilmiş sodyum formülüyle yapılan değerlendirmeler, hem doğru tanı hem de uygun tedavi açısından hekime yol gösterir.


Düzeltilmiş Sodyum hesaplaması için iki formul vardır.

KATZ Formülü (1973) 

Ölçülen Sodyum +[0.016 * (Serum Glukoz – 100)]


HİLLİER Formülü(1999) 

Ölçülen Sodyum + [0.024 * ( Serum Glukoz – 100)]


Günümüzde en sık kullanılan formül KATZ formülüdür

Hillier denkleminde kat sayı daha büyük olduğundan hesaplanan değerler daha yüksek sonuç vermektedir.



Hangi durumlarda düzeltilmiş Sodyum hesaplama değerini Kulanalım

  • Glukoz seviyesi >200 mg/dL ise ve sodyum düşük görünüyorsa

  • Diyabetik hastalarda elektrolit değerlendirmesi yapılıyorsa

  • Bilinç bozukluğu olan hastada hiponatremi düşünülüyorsa

  • Yoğun bakım veya acil serviste kritik kararlar alınacaksa


Özetle Düzeltilmiş sodyum, sadece glukoz yüksekliği nedeniyle oluşan psödohiponatreminin düzeltilmesi içindir. Hiperlipidemi ya da paraproteinemi gibi diğer nedenlerle gelişen “laboratuvar artefaktı” hiponatremilerde bu formül işe yaramaz.


Düzeltilmiş Sodyum Hesaplamanın Önemi

a) Tanı Doğruluğu: Cihazda ölçülen sodyum değerine göre hasta hiponatremik görünürken, düzeltilmiş sodyum değerine göre normal olabilir. Bu da tedavi planının değişmesini sağlar.


b) Tedavi komplikasyonu: Yanlış hiponatremi tanısıyla uygulanan aşırı sodyum replasmanı, hipernatremiye ve ciddi nörolojik komplikasyonlara yol açabilir.


  1. Yanlış hiponatremi tanısı: Gereksiz sodyum tedavisi uygulanabilir.

  2. Tedaviye geç kalmak: Gerçek hiponatremi varsa ama fark edilmezse nöbet, beyin ödemi riski artar.


Düzeltilmiş sodyum değeri kullanılarak diyabetli hastalarda yanlış sodyum replasmanının önüne geçilmiş olur.


c) Kritik Hastalarda Doğru tedavi verilerek Güvenli Karar alınması : Yoğun bakım hastalarında glukoz ve elektrolit yönetimi oldukça hassastır. Bu tür düzeltmeler yanlış sıvı ve elektrolit yüklemelerini önler. Hastalarda güvenli ve doğru tedavinin verilmesiyle iyi yanıt alınma şansı artar.


       Doğru ve zamanında yapılan bir düzeltilmiş sodyum hesabı, gereksiz tedavilerin önüne geçerek hastanın yaşam kalitesini ve güvenliğini artırır.


Yukarıda açıklanan üç önemli duruma aşağıdaki güzel uygulama örneklerini verebiliriz.


1. Diyabetik Ketoasidoz (DKA)

Diyabetik ketoasidozda hastalarda hem ciddi hiperglisemi hem de sıvı kaybı vardır. Sodyum değeri cihazla ölçülen değeri düşmüş görünür ancak düzeltilmiş sodyum genellikle daha yüksektir. Bu durum, sıvı ve elektrolit tedavisinde önem taşır.


2. Hiperozmolar Hiperglisemik Durum (HHS)

Bu tabloda 600 mg/dL den fazla aşırı yüksek glukoz seviyeleri görülür. Bu hastalarda gerçek sodyum seviyesi düzeltilmediği sürece ciddi hatalar yapılabilir.



DÜZELTİLMİŞ KALSİYUM


Biyolojik olarak aktif kalsiyumun (yani iyonize kalsiyum) ölçümü kalsiyum seviyelerinin değerlendirilmesinde altın standart olsa da laboratuvarlar, örnekleri işlemek için gereken özel kullanım ve zaman kısıtlamaları nedeniyle iyonize kalsiyumun doğrudan ve doğru bir ölçümünü elde etmekte zorlanırlar. Rutin laboratuvar panelleri genellikle daha kolay ölçülen toplam kalsiyumu, iyonize kalsiyum ve bağlı kalsiyumun toplamını bildirir.  Ancak albümin seviyelerindeki değişiklikler iyonize kalsiyum seviyelerini etkilemez. Kalsiyumun bağlanmak için daha az albümini olduğundan, hipoalbüminemi teorik olarak bağlı kalsiyum miktarını azaltır ve bildirilen toplam kalsiyumun azalmasına yol açar. Bu nedenle, bir hastanın toplam kalsiyum seviyesi, iyonize kalsiyum normal olmasına rağmen düşük görünebilir ve bu da hipokalsemi için yanlış tanı konulmasına veya mevcut hipokalsemi derecesinin abartılmasına yol açabilir. Dahası, bildirilen bu düşük kalsiyum seviyeleri hiperkalsimisi olan hastalarda normokalsemiyi yanlış bildirebilir veya hastanın hiperkalsimisinin derecesinin olduğundan az tahmin edilmesine neden olabilir.

Kalsiyum düzeltmesi plazma albümin konsantrasyonundaki değişikliklerin iyonize kalsiyum konsantrasyonundan bağımsız olarak toplam kalsiyum konsantrasyonunu etkileyebileceği ve sonuçların yanlış yorumlanmasına yol açabileceği için kullanılır.


Düzeltilmiş kalsiyum(mg/dL) = Ölçülen toplam Kalsiyum (mg/dL) + 0.8 x [4.0 – serum albumini(g/dL)] 


 Payne ve arkadaşları tarafından 1973 yılında geliştirilen orijinal formülde yapılan iyileştirmeler, günümüzde en yaygın kullanılan formülü ortaya çıkardı:


Düzeltilmiş kalsiyum = (0,8 x [normal albümin - hastanın albümini]) + serum kalsiyumu.  


 Yaygın olarak kullanılan birçok klinik karar kaynağı, hipoalbüminemisi olan hastalarda serum kalsiyum konsantrasyonlarının düzeltilmesini önermektedir. 



HOMA IR


HOMA-IR yüksekliği, insülin direncini işaret eden bir değerdir. HOMA-IR değerinin yükselmesinin nedeni vücudun insüline karşı duyarlılığının azalmasından kaynaklanır. Genellikle kişinin kötü beslenme alışkanlıklarının olması, sağlıklı bir yaşam tarzının olmaması, yüksek karbonhidrat ve şeker tüketmesine bağlı olarak obezite, hormonal dengesizlikler, stres ve benimsenen yaşam tarzı da HOMA-IR yüksekliği yaşanmasına zemin hazırlar. Polikistik over sendromu (PCOS), hipertansiyon ve bazı ilaçların yan etkileri de insülin direncini artırmasına neden olarak insülin direnci testi olan HOMA-IR’da değer artışına neden olabilmektedir.. İnsülin direnci tedavi edilmediği durumda ise zaman içerisinde metabolik sorunlar ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.


Yüksek HOMA-IR değeri, vücudun insüline yeterince yanıt veremediği anlamını taşır. Bu nedenle kan şekerinin hücrelere taşınmasını zorlaştırır. Pankreas daha fazla insülin salgılanmasına yol açarak pankreasın yorulmasına ve tip 2 diyabete yol açar. 2,5’in üzerinde olan HOMA-IR değerleri yüksek kabul edilir. Obezite, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve metabolik sendrom nedeniyle kişide yüksek HOMA-IR değeri görülebilir. Bu değerlerin görüldüğü durumda erken teşhis önemlidir ve bu risklerin azaltılması için önlemler alınması gerekir.



HOMA-IR hesaplaması yapılırken açlık kan şekeri ve açlık insülin değerlerinden yararlanılarak hesaplanır.


Formülü ise şu şekildedir:


HOMA-IR =[ (Açlık kan şekeri (mg/dL) x (Açlık insülin (µU/mL)) / 405]





HbA1C DEĞERİNE GÖRE TAHMİNİ GLUKOZ DEĞERİ (eAG)


Diyabet hastalarının tedavi ve takip süreçlerinde kritik bir rol oynayan HbA1c testi, yüksek kan şekerine bağlı sorunların değerlendirilmesi, risk faktörlerinin belirlenmesi ve insülin dozunun ayarlanması gibi pek çok alanda fayda sağlar. Glikolize hemoglobin olarak da bilinir. Test, son 2-3 aylık ortalama kan şekeri seviyesini yansıtarak, hemoglobinin yüzde kaçının şekerle kaplandığını ölçer.


HbA1c testi , tip 1 ve tip 2 diyabetin tanısı ve diyabetin ne kadar iyi yönetildiğini izlemek için kullanılan yaygın bir kan testidir. HbA1c testi, parmaktan yapılan ölçüm cihazları veya anlık kan glikoz testlerinden farklı olarak uzun vadeli kan şekeri kontrolü hakkında bilgi verir.


HbA1c seviyesi ne kadar yüksekse, kan şekeri kontrolünün o kadar zayıf olduğu ve diyabet riskinin arttığı anlamına gelir. Diyabet hastaları, kan şekeri seviyelerinin istenen aralıkta olup olmadığını anlamak ve gerektiğinde diyabet ilacı seviyesini ayarlamak amacıyla bu testi düzenli olarak yaptırmaktadırlar.

Test sonucu; %6.5 ya da daha yüksekse diyabetiniz olduğu manasına gelir, %5.7 ila 6.4 aralığındaysa pre-diyabet yani şeker hastalığına yakalanma olasılığınızın yüksek olduğu manasına gelir, %5.7 ve altındaki seviyelerdeyse normaldir.


EAG (Tahmini Ortalama Glukoz değeri) = (28,7 X HbA1c) – 46,7 formülü ile hesaplanır.



HbA1c seviyesi ve tahmini ortalama kan şekeri (glukoz) seviyesi şu şekildedir:

  • %6 - 126 mg/dL (7 mmol/L)

  • %7 - 154 mg/dL (8.6 mmol/L)

  • %8 - 183 mg/dL (10.2 mmol/L)

  • %9 - 212 mg/dL (11.8 mmol/L)

  • %10 - 240 mg/dL ( 13.4 mmol/L)

  • %11 - 269 mg/dL (14.9 mmol/L)

  • %12 - 298 mg/dL (16.5 mmol/L)


Diyabetin teşhisi ve takibinde HbA1c seviyesi şu şekilde değerlendirilir:

HbA1c (%)

Tahmini Ortalama Glukoz (mg/dL)

Tahmini Ortalama Glukoz (mmol/L)

Anlamı

%5.7 ve altı

117 mg/dL ve altı

6.5 mmol/L ve altı

Normal

%5.7 - %6.4

117 - 125 mg/dL

6.5 - 6.9 mmol/L

Pre-diyabet

%6.5 ve üzeri

126 mg/dL ve üzeri

7.0 mmol/L ve üzeri

Diyabetes Mellitus

%7

154 mg/dL

8.6 mmol/L

Tedavide Hedef değer

%8

183 mg/dL

10.2 mmol/L

Yüksek risk DM

%9

212 mg/dL

11.8 mmol/L

Kontrolsüz DM

%10

240 mg/dL

13.4 mmol/L

İleri düzey DM

%11

269 mg/dL

14.9 mmol/L

Ciddi risk DM

%12

298 mg/dL

16.5 mmol/L

Çok ciddi risk DM





 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
DİNAMİK TESTLER

GECELİK 1 mg DEKSAMETAZON SUPRESYON TESTİ (1 mg DST)   Testin Amacı  ACTH ve kortizol düzeylerini baskılayarak hiperkortizolizm olup...

 
 
 

Yorumlar


İletişim

05325471160

Takip Et

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2024, Bilimsel Biyokimya Kütüphanesi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page