top of page

MAKROPROLAKTİN TARAMA TESTİ

Prolaktin

Prolaktin ölçümü reprodüktif sistem hastalıklarının değerlendirilmesinde en sık başvurulan tetkiklerden biridir. Hiperprolaktinemi menstrüel hastalık nedenlerinin yüzde 20 kadarını oluşturmaktadır. Prolaktin hormonunun (PRL) normalden daha yüksek miktarda salınımı olarak adlandırılan hiperprolaktinemi endokrinolojik tetkikler sırasında en sık rastlanılan patolojik durumdur. Erkekte normal PRL değeri 20 ng/ml’nin, kadında ise gebelik ve emzirme dışında 25 ng/ml’nin altındadır. Emziren kadınlarda son emzirme saati ile kan alınması arasında en az 4 saat olmalıdır. Klinik olarak, kadınlarda galaktore, oligoamenore ve/veya infertilite ile, erkeklerde ise libido azalması, impotans ve/veya oligospermi bulguları ile ortaya çıkar. Fizyolojik olarak gebelik ve laktasyon, patolojik olarak ise başta prolaktin salgılayan hipofiz adenomları (prolaktinoma) olmak üzere hepatorenal hastalıklar, meme stimülasyonu ve göğüs duvarı travmaları, primer hipotiroidi, boş sella sendromu, hipofiz veya hipotalamusa baskı yapan intrakranyal tümörler, başta D2 dopamin reseptör antagonistleri olmak üzere ilaçlar, hipotalamik patolojiler gibi çok çeşitli klinik durumlarda ortaya çıkabilir .

Hiperprolaktinemi nedeninin tümoral mi non tümoral mi olduğunu ayırt edebilen güvenilir bir stimülasyon veya süpresyon testi olmadığı gibi, hiçbir laboratuvar verisi hipofiz veya hipofiz dışı nedenleri ayırt etmede yeterli değildir.

Hiperprolaktineminin nedenleri arasında ilk üç sırada ilaçlar (özellikle antipsikotikler, antideprasanlar ve trankilizanlar), primer hipotiroidi ve prolaktinoma yer almaktadır.. Hiperprolaktinemi ayırıcı tanısına her iki cinste ilaç kullanımı ve kadınlarda gebelik dışlanarak başlanmalıdır. Hiperprolaktinemide stres faktörünü ortadan kaldırmak için hastaya kanül takılarak, yarım saat arayla 3 defa kan alınması ve ortalama PRL değerinin hesaplanması daha doğru olacaktır. Growth hormon sekrete eden tümörü olan hastaların %50 sinde prolaktinde yüksek olduğundan hiperprolaktinemili hastalarda akromegeli olup olmadığı da araştırılmalıdır.

Genellikle hamile olmayan kadınlarda 200 ng/ml'nin üzerindeki değerler prolaktin salgılayan hipofiz adenomları için patogonomonik kabul edilirse de bu bir kural değildir. Yoğun klinik, hormonal ve nöroradyolojik araştırmalara rağmen serum prolaktin konsantrasyonu yıllarca yüksek kalan bazı hastalarda neden bulunamayabilmektedir. Bu hastalar idiopatik hiperprolaktinemili olarak kabul edilirler. Hiperprolaktinemilerin %8-34’ünü makroprolaktin oluşturur ve genellikle klinik semptom ve bulguya neden olmaz. Hiperpro- laktinemisi (25-150 ng/ml) bulunduğu halde klinik semptom ve bulgusu olmayan kişilerde gereksiz girişimlerden önce mutlaka makroprolaktinemi araştırılmalıdır. 


Tümör boyutu ve PRL seviyeleri iyi korelasyon gösterir ve bir makroadenomda PRL seviyeleri genellikle 200 ng/ml ve üzeridir. 500 ng/ml üzeri genellikle makroprolaktinoma için diagnostiktir. 250 ng/ml üzerinde prolaktin seviyesi genellikle prolaktinoma varlığını göstersede özellikle risperidon ve metoklopromid kullananlarda adenom olmasa da prolaktin 200 üzerine çıkabilir. Eğer hipofiz MR’da tespit edilen makroadenom ile PRL seviyeleri arasında korelasyon yok ise adenom nonfonksiyonel bir adenom olabilir ve bu durumda PRL yüksekliği sap basısına bağlanır. Non fonksiyone pitutier makroadenomlu 226 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada 94ng/mL üzerinde prolaktin düzeyi prolaktinoma ile non fonksiyone adenomu güvenilir bir şekilde ayırt etmiştir. Bir diğer olasılık ise “hook effect -kanca etki” dir. Laboratuvar yöntemiyle ilgili olan bu sorunda PRL seviyeleri yalancı olarak düşük çıkmaktadır. Bu durumda serumun 1:/100 oranında sulandırılarak dilüsyonlu olarak yeniden çalışılması uygun olur.


  Makroprolaktin Tarama Testi

Makroprolaktin taraması genellikle hiperprolaktinemi şüphesi olan bireylerde veya prolaktin düzeyleri yüksek bulunan kişilerde yapılır. Bu test, kanda prolaktin hormonu ile bağlı olan kompleksleri tespit etmek için kullanılır. Makroprolaktin taramasının sonuçları, prolaktin hormonunun büyük komplekslere bağlı olarak yüksek düzeylerde olduğunu veya gerçek prolaktin eksikliği durumunda normal düzeylerde olduğunu gösterebilir. Eğer makroprolaktin tespit edilirse, hiperprolaktinemi semptomlarına neden olmayan bir durum olduğu anlaşılır ve tedavi gerekmeyebilir. Ancak, hiperprolaktinemi semptomlarına yol açan gerçek prolaktin fazlalığı durumunda, uygun tedavi yöntemleri belirlenebilir.

Hiperprolaktinemi, adet düzensizlikleri, meme sütü salgılanması (galaktore), cinsel işlev bozuklukları ve kısırlık gibi semptomlara yol açabilir. Bu test, prolaktin düzeylerinin yanıltıcı olarak yüksek çıkmasına neden olan makroprolaktini tespit ederek gereksiz tedavi ve değerlendirmelerin önüne geçer.


Polietilen Glikol (PEG) Çöktürme 

PEG iyonik olmayan ve suda çözünebilen bir polimerdir. Karışıma polimer eklenmesi immün kompleks büyüme hızında artışa neden olur ve immün kompleksin çökelmesini artırır. En çok istenen özellik yüksek moleküler ağırlık, yüksek derecede doğrusallık (az dallanma) ve suda yüksek çözünürlüktür. Polimerin molekül ağırlığı 4000’den daha büyük olmalıdır . Protein çöktürmede en fazla kullanılan PEG tipi, PEG-6000 ve PEG-20000 türevleridir. % 20-30 PEG konsantrasyonunda maksimum protein çökmesi gerçekleşir. PEG 6000 bu özelliklerden dolayı 2,5 mg/dL konsantrasyonunda immün kompleksleri çöktürme amaçlı tercih edilmektedir.


PEG Solusyonu hazırlanması: 2,5 g Polietilen glikol 6000 , 10 mLdistile suda çözülerek hazırlanır. 1 hafta stabildir.


Makroprolaktin Çalışma Prossedürü: 200 uLserum+200 uL PEG sekonder tüpe konulur. Vorteksle karıştırılır. Sekonder tüp daha sonra 30 dakika 1400 rcf de santrifuj edilir.

İmmunoassayda primer tüpten PEG öncesi serumdan prolaktin ve sekonder tüpten PEG ile çöktürma sonrası supernatandan Prolaktin çalışılır.


Hesaplama: Recovery ( % ) =100*(PEG sonrası PRL*2)/ PEG öncesi direk PRL


Bu yöntemde polietilen glikol 6000’in makroprolaktinleri çöktürme yeteneğinden yararlanılır ve süpernatanda PRL düzeyi ölçülerek % geri kazanım (recovery) hesaplanır . PEG çöktürme sonrası süpernatandaki prolaktin konsantrasyonunun (monomerik prolaktin) kontrol örneklerindeki prolaktin konsantrasyonuna (total prolaktin) oranı recovery(düzeltme) oranı olarak ifade edilir. Geri kazanılan %PRL oranı % 40’ın altındaysa makroprolaktin pozitif, %60’ın üzerindeki değerler negatif olarak değerlendirilir. %40-60 arası değerler gri bölge olarak tanımlanır ve makroprolaktin ile birlikte oligomerik ve monomerik prolaktin içeriyor olabilir. Bu durumda makroprolaktin varlığını teyit etmek için GFC yapılması önerilmektedir. Yaygın kullanılan birçok 23 otomatik immünoassayde, PEG makroprolaktin varlığını gösteren onaylanmış bir tarama testi olarak kullanılmaktadır

Özet olarak, Makroprolaktin Taraması, prolaktin hormonunun kanda yüksek düzeylerde bulunması durumunda gerçek prolaktin eksikliği veya hiperprolaktinemi arasındaki ayrımı yapmak için kullanılan bir laboratuvar testidir. Bu test, prolaktin hormonunun büyük komplekslerle birleştiği makroprolaktini tespit ederek doğru teşhisin konulmasına yardımcı olur. Test sonuçları, uygun tedavi planının belirlenmesinde önemli bir rol oynar.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
DİNAMİK TESTLER

GECELİK 1 mg DEKSAMETAZON SUPRESYON TESTİ (1 mg DST)   Testin Amacı  ACTH ve kortizol düzeylerini baskılayarak hiperkortizolizm olup...

 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post

İletişim

05325471160

Takip Et

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2024, Bilimsel Biyokimya Kütüphanesi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page